Diyabet Hakkında Yanlış Bilinen 5 Şey

Diyabetle tanıştığımda, çevremden duyduğum yanlış bilgiler yüzünden kafam epey karışmıştı. “Şeker yemezsen geçer” diyenden tut, “İnsülin bağımlılık yapar” diyene kadar herkesin bir fikri vardı. Doktoruma danıştığımda, bunların çoğunun kulaktan dolma olduğunu öğrendim. Bu makalede, diyabet hakkında yanlış bilinenlerden en sık rastlanan 5 efsaneyi çürüteceğim. Bu yanlışlar, teşhisi zorlaştırıp tedaviyi aksatabilir. Daha fazla bilgi için Günlük Hayatta Kan Şekerini Kontrol Etmenin 10 Pratik Yolu yazımıza bakabilirsiniz.

Diyabet hakkında yanlış bilinenler için soru işareti, 5 efsaneyi çürüten rehber.

İçerik Tablosu

1. “Diyabet Sadece Şeker Yiyenlerde Olur”

Komşum bir gün, “Sen çok mu şeker yedin?” diye sordu. Sanki diyabet, şekerli gıda tüketiminin direkt sonucuymuş gibi bir algı var. Gerçek şu ki, diyabetin nedeni bu kadar basit değil. Tip 1 diyabet, bağışıklık sisteminin pankreasa saldırması yüzünden oluyor ve şekerle ilgisiz. Tip 2 diyabette ise genetik faktörler, obezite ve hareketsiz yaşam rol oynuyor. Evet, fazla şeker obeziteye yol açabilir ve riski artırır, ama “Şeker yersen diyabet olursun” tamamen yanlış. Ben teşhis aldığımda şekeri çok seven biri değildim, ama stresli bir işim ve hareketsiz hayatım vardı. Doktorum, “Beslenme bir parça, ama tek suçlu değil” dedi. Dengeli yaşam önemli.

2. “İnsülin Kullanmak Bağımlılık Yapar”

İnsülin tedavisine başlayacağım söylendiğinde, “Bağımlı olur muyum?” diye korktum. Çevremden “İğneye başlarsan bırakamazsın” laflarını duyuyordum. Ama bu büyük bir yanılgı. İnsülin bir ilaç değil, vücudun üretemediği bir hormonun yerine konması. Tip 1 diyabetim olduğu için insülin benim yaşam kaynağım. Tip 2’de bazen geçici kullanılıyor, kontrol altına alınınca bırakılabiliyor. Doktorum, “İnsülin bağımlılık yapmaz, seni hayatta tutar” dedi. Bir gün şekerim 300’e vurmuştu, insülinle 2 saatte normale döndüm. Bu, diyabet hakkında yanlış bilinenlerden birini çürüttü.

3. “Diyabetliler Hiç Tatlı Yiyemez”

Teşhisten sonra pastalara veda ettiğimi sanıyordum. Ailem bile “Artık tatlı yok” diye kesin bir yargıya varmıştı. Ama gerçek şu: Diyabetliler tatlı yiyemez diye bir kural yok, önemli olan miktar ve denge. Doktorum, “Özel günlerde ölçülü olmak kaydıyla yiyebilirsin” dedi. Bir doğum gününde küçük bir dilim şekersiz kek yedim, şekerim 130’da kaldı. Karbonhidratı hesaplayıp insülin dozunu ayarlarsam sorun olmuyor. Tabii her gün tatlı yemiyorum, ama tamamen yasak sanmak yanlış. Dengeli beslenme ve doktor kontrolüyle hayatın tadı çıkar.

4. “Kilolu Olmayan Diyabet Olmaz”

Ben zayıf biriyim, teşhis aldığımda herkes şaşırdı: “Sen kilolu değilsin, nasıl diyabet oldun?” Oysa diyabet sadece kiloyla ilgili değil. Tip 1 diyabet kilodan bağımsız, genetik ve çevresel faktörlerle ortaya çıkıyor. Tip 2’de kilo bir risk faktörü, ama tek belirleyici değil. Doktorum, “Aile geçmişin ve stresin de etkisi var” dedi. Annemde de Tip 2 vardı, genetik yatkınlık bende de çıkmış. Bir arkadaşım kilolu olmasına rağmen diyabetsiz, ben zayıfken diyabetliyim. Bu yanlış, diyabet hakkında yanlış bilinenlerden biri ve teşhisi geciktirebilir.

5. “Diyabet Geçer, Tedaviyle Biter”

En büyük hayal kırıklığım, diyabetin geçici bir şey olduğunu sanmamdı. “Bir süre dikkat ederim, geçer” diye düşünüyordum. Ama diyabet kronik bir hastalık. Tip 1’de pankreas insülin üretmediği için ömür boyu tedavi gerekiyor. Tip 2’de yaşam tarzı değişiklikleri ve bazen ilaçlarla kontrol altına alınabiliyor, ama bitmiyor. Doktorum, “Diyabetle yaşamayı öğrenmelisin” dedi. Bir gün şekerim 90’da sabit kaldığında sevinmiştim, ama bu “iyileştim” değil, “kontrol ediyorum” demekti. “Geçer” yanlışı, tedaviye sadakati zorlaştırıyor.

Sonuç: Doğru Bilgiyle Diyabeti Yönetin

Diyabet hakkında yanlış bilinenler, bu hastalıkla yaşamayı zorlaştıran en büyük engellerden. Çevreden gelen bu tür bilgilere kulak asmadan önce doktoruma sormayı öğrendim. Diyabet ciddi, ama doğru bilgiyle kolayca yönetilebilir. Ben hatalardan ders aldım, siz de bu yanlışlara düşmeyin. Kendi yolunuzu bulmak için doktorunuza güvenin.